Deprem Sözlüğü

Acil durum: İvedilikle müdahale gerektiren ancak yerel imkanlarla baş edilebilen tüm durum ve haller “acil durum” olarak nitelendirilebilir. Yerel itfaiye tarafından söndürülebilen bir ev yangını buna örnek olarak gösterilebilir.

Acil yardım: Afetten veya acil durumlardan etkilenenlerin aranması; kurtarılması; tıbbi ilkyardım ve tedavileri, tahliye, barınma, beslenme, korunma, güvenlik, temizlik, haberleşme, psikolojik destek; gibi hayati ihtiyaçlarının karşılanması.

Afet: Herhangi bir tehlikenin can, mal, çevre, ekonomi ve kültürel varlıklar üzerinde yarattığı kötü etkilerle baş etmeye yerel imkânların yetmediği durumlar. Deprem, sel, yıldırım gibi doğa olayları, ülke düzeyinde veya uluslararası yardım gerektirecek şekilde büyük can ve mal kayıplarına neden olduklarında doğal afet olarak adlandırılır.

Afet çantası: Afet sonrasında kullanılmak üzere bazı acil ihtiyaç maddeleri ve belgelerin hazır bulundurulduğu çanta.

Afet haberleşmesi: Normal haberleşme imkânlarından ayrı olarak, afet sonrası acil durumlarda gerekli iletişimi sağlamak için önceden veya geçici olarak tesis edilen yollardan yapılan haberleşme.

Afet yönetimi: Afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afet sonucunu doğuran olaylara zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale edilmesi ve afetten etkilenen topluluklar için daha güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulabilmesi için, toplumca yapılması gereken topyekûn mücadele.

Aile afet planı: Afetlerin olası olumsuz etkilerinden korunabilmek veya afeti en az zararla atlatabilmek için neleri, ne zaman yapacaklarını gösteren, aile bireylerince konuşularak hazırlanmış ve unutulmaması gereken plan.

Aktif fay: Son 10.000 yılda en az bir kez hareket etmiş ve deprem üretmiş olan fay.

Altın saatler: Afet sonrası acil yardımlar için geçecek olan ilk 72 saatlik kritik süre. Bk. ilk 72 saat.

Ana şok: Öncü depremlerle artçı depremler arasında meydana gelen ve hepsinden daha şiddetli olan deprem.

Artçı depremler: Ana depremden sonra meydana gelen ve ana şokun büyüklüğünü geçmeyen depremler.

Bölgesel afet: Birden çok il, ilçe veya köyde hasar ve kayıplara yol açan ya da bir il, ilçe veya bölgenin fiziksel, ekonomik ve sosyal yapısını etkileyen büyük afetler.

Deprem tehlikesi: İnsan yaşamını kötü bir şekilde etkileyebilen bir deprem ile ilgili her şey.

Deprem: Geniş anlamda yerkabuğunun hareketi sonucu oluşan titreşim veya sarsıntılar.

Yer yüzeyi hareketsizmiş gibi görünse de sürekli yer değiştirir, yükselir, alçalır, kıvrılır, bükülür, kırılır. Bu durum kayalar üzerinde büyük bir gerilim oluşturur. Milyonlarca yılı kapsayan geniş zaman aralıklarında bu gerilimle biriken enerji, kayaların en zayıf noktalarındaki faylanma denilen kırılmalarla aniden boşalır. Açığa çıkan enerji yerin içinde dalgalar halinde yayılır, geçtikleri ortamları deforme eder ve yeryüzünü sarsar. Bu olay deprem olarak adlandırılır.

Depremsellik: Belirli bir bölgedeki deprem oluşma potansiyeli.

Doğal afet: Deprem, sel, çığ, heyelan, vb. gibi doğa olaylarının neden olduğu afetler.

Erken uyarı: İnsanları tehlikelere karşı, zamanında ve gerektiği gibi davranmalarına imkân tanıyacak şekilde haberdar etmek.

Fay: Yerkabuğunda kırılmanın oluştuğu düzlemler.

Fırtına: Tek başına kullanıldığında rüzgâr fırtınası. Şiddetli rüzgârlar beraberinde yağmur, kar, dolu, kum gibi unsurları da getirdiğinden; kar fırtınası, kum fırtınası, toz fırtınası gibi isimler alır.

Gönüllü: Herhangi bir karşılık beklemeden, sosyoekonomik veya politik baskı altında kalmadan, topluma hizmet götürecek yararlı çalışmalarda bulunan birey.

Hafif arama kurtarma: Yerel afet gönüllüleri tarafından hafif ve orta hasar görmüş yapılarda, profesyonel ekipler gelinceye kadar gerçekleştirilen arama ve kurtarma faaliyetleri.

Hasar görebilirlik: Değişik türdeki yapıların farklı büyüklüklerdeki deprem yer hareketi karşısındaki hasar görebilme eğilimlerine etki eden faktörler. Bazen zarar görebilirlik anlamında kullanılır.

Hasar tespiti: Afetin neden olduğu fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel hasar, zarar ve kayıpların, teknik ekiplerce belirlenmesi işlemi.

Hazırlık: Etkili eğitim, organizasyon ve yöntemlerle afetin olumsuz sonuçlarına karşı gerekli önlemleri zamanında almak.

Heyelan: Toprak ya da kayanın aşağıya kayarak bir düzlem üzerinde hareket etmesi.

İkincil afet: Bir afet sonrasında, onun etkisiyle meydana gelen yeni bir afet olayına veya olaylarına verilen ad. Depremler, bazı durumlarda tsunami, heyelan, yangın, salgın hastalık, baraj yıkılmaları gibi ikincil afetlere de neden olabilmektedir.

İlk 72 saat: Afet ve acil durum sonrası profesyonel yardım ulaşıncaya kadar geçen sürenin önemini vurgulayan, afet veya acil durumun olduğu andan ilk 72 saatte afetzedelerin kendi başlarına kalabileceklerini ve bu nedenle önceden hazırlıklı olmaları gerektiğini anlatan zaman dilimi.

İyileştirme: Afetlerden etkilenenlerin ihtiyaçlarının en akılcı yol ve yöntemlerle karşılanması, hayatın biran önce normale döndürülmesi.

Kentsel gelişme: Bir ülkede, kentsel nüfusun artması, kentlerin çoğalması ve bayındır duruma getirilmesi süreci.

Kesin hasar tespitleri: Afetin üzerinden 10-15 gün geçtikten sonra yeniden yapılan hasar tespit çalışması.

Kritik altyapı: Kamu hizmetleri, ulaşım, haberleşme, sağlık tesisleri ile elektrik, su, kanalizasyon gibi teknik altyapı tesislerine verilen genel ad.

Lojistik: İhtiyaçları karşılamak üzere her tür ürün, hizmet ve desteğin kaynağından itibaren tüketileceği son noktaya kadar, tedarik zinciri içerisindeki hareketi.

Magnitüd (büyüklük): Depremde açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü. Deprem kaydeden cihazların kayıtlarından hesaplanır.

Merkez üssü: Yeryüzünde, odak noktasına en yakın olan ve depremin en güçlü olarak hissedildiği yer.

Müdahale: Afet sırasında veya afetin hemen sonrasında, etkilenmiş insanların yaşamlarının korunması ve temel ihtiyaçları ile geçimlerinin karşılanması, arama-kurtarma, tıbbi sağlık, gıda, barınma, giyim, su ve arıtma temini hizmetleri gibi faaliyetler.

Odak derinliği: 1. Deprem enerjisinin açığa çıktığı noktanın yeryüzüne olan en kısa uzaklığı. 2. Kırılan fayın derinliği.

Odak noktası: Depremi oluşturan fayın bulunduğu yer.

Olay: Yerel ve sınırlı etkisi olan gündelik hadiseler.

Olay komuta sistemi (OKS): Tüm tehlikeler ve her düzeydeki acil müdahale için oluşturulmuş bir modüler saha acil yönetim sistemi.

Ön hasar tespiti: Yapıların kullanılıp kullanılmaması ile kalkan duvarlar, baca, parapetler, cephe kaplamaları gibi hasarlarla zeminde meydana gelen yer değiştirmelerin çevredeki insanlara verebileceği zararın belirlenmesi ve önlenmesi amacıyla yapılan ilk değerlendirme.

Öncü deprem: Büyük bir depremden önce bazen gerçekleşen küçük sarsıntı. Bir depreme öncü adı ancak bu bölgede daha büyük bir deprem olduğunda verilir.

Poliçe: Sigorta güvence belgesi.

Prim: Sigorta güvence bedeli.

P-dalgası: Bir depremde açığa çıkan dalganın hareket yönünde ilerleyen yere ilk önce varan deprem dalgası.

Richter Ölçeği (Magnitüd): Deprem sonucu açığa çıkan enerjinin sayısal büyüklüğü. Depremlerin gerçek şiddetini ölçmek için Richter Ölçeği kullanılır. Buna “depremin büyüklüğü” denir. Ölçekteki her birim, enerji olarak bir öncekinin 30 katıdır. Yani 6,0 büyüklüğündeki deprem ile 7,0 büyüklüğündeki deprem arasında 30 kat enerji farkı vardır.

Risk: Tehlikenin yaratabileceği kötü sonuçlar. Bu sonuçlar bölgemizde yaşayanların canını, evlerini, işyerlerini, faaliyetlerini, doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecektir. Risk tümüyle ortadan kaldırılamaz ama azaltılabilir.

Risk=Tehlike x Hasar görebilirlik olarak da ifade edilebilir.

Risk yönetimi: Afet riskinin azaltılabilmesi için genel politika ve stratejik planlarla, uygulama planlarının hazırlanması ve hayata geçirilmesi.

S-dalgası: Deprem sırasında p dalgasından sonra kayıt merkezine ulaşan ikinci dalga. Dalganın hareket yönüne dik olarak unsurları ileri ve geri sallar.

Sel: Suların bulunduğu yerde yükselerek veya başka bir yerden gelerek, genellikle kuru olan yüzeyleri kapsaması olayı.

Sığınak: İnsanların bombalama, nükleer, biyolojik ve kimyasal tehditler ile fırtına, gibi bazı afetlerden münferit veya topluca korunmaları için yapılmış güvenli yerler.

Sıvılaşma: Suya doygun ince taneli kum ve siltli katmanların, depremin etkisi ile boşluk suyu basıncının artmasıyla taşıma gücünü tamamen yitirmesi ve sıvı gibi davranması.

Sigorta: Yıllık bir prim karşılığında riskin sigortalanandan sigortacıya/reasüröre transfer edilmesi.

Sismograf: Yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini, merkezini, ve saatini saptamaya yarayan aygıt.

Sismografi: Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve depremle ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalı.

Sismoloji (Deprembilimi): Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının nasıl yayıldığını, depremlerin ölçülmesi ve depremle ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalı.

Şiddet: Herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü. Yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin ölçüsüdür; aletsel ölçümlere dayalı değildir, tamamen gözlemsel verilere ve önceden hazırlanmış standart cetvellere göre belirlenir.

Tahliye: Yapıları veya bir bölgeyi, önceden belirlenmiş yollar kullanılarak hızlı ve düzenli bir şekilde boşaltılarak insan ve canlıların güvenli yerlere taşınması işlemi.

Tahliye güzergâhı: Bir tehlike anında insanları tehlikeli bölgelerden güvenle uzaklaştırabilmek için önceden belirlenmiş ve işaretlenmiş nakil yolu.

Tahliye planı: Tahliye işleminin hangi yollar ve araçlar kullanılarak yapılacağı ile bu kimselerin nakledileceği yerleri gösteren plan.

Tatbikat: Bir acil durum veya afet halinde yapılması planlanmış olan müdahale sürecinde yer alan eylemlerin uygunluğunu, yeterliliğini ve güncelliğini mümkün olduğunca gerçeğe yakın koşullar altında ve bir senaryoya bağlı kalarak denemek.

Tehlike: 1. Belirli bir zaman veya coğrafyada ortaya çıkarak insan, çevre ve toplum üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek, doğa, teknolojik ya da insandan kaynaklanan bir fiziksel durum.

2. Can ve mal kayıplarına neden olmak ile birlikte sosyo-ekonomik düzen ve etkinliklere, tabii ve kültürel kaynaklar zarar verme potansiyeli olan her şey.

Teknolojik afetler: Nükleer santral kazaları, kimyasal ve endüstriyel kazalar, uçak kazaları, demiryolu afetleri, gemi kazaları, terörizmle ilgili eylemler.

Tsunami: Okyanus ya da denizlerin tabanındaki deprem, volkan patlaması, heyelan sonucu oluşan deniz dalgası.

Yapısal olmayan tehlikeler: Yapıların, yük taşıyan ve aktaran elemanları dışındaki bölme ve kalkan duvarlar, iç ve dış cephe kaplamaları, tesisatlar, avizeler, tavan kaplamaları gibi elemanlarıyla yapı içerisindeki eşyalar, ekipman ve malzemelerden kaynaklanan tehditler.

Yapısal tehlikeler: Yapıların kolon, kiriş, döşeme, temel gibi yük taşıyan ve yük aktaran elemanları ile zemin özelliklerinden kaynaklanan tehditler.

Yerel Afet Gönüllüleri (YAG): Afet riskleri ve bu risklere karşı alınabilecek önlemler konusunda bilgilendirilmiş, afetlere duyarlılığı ve bilinç düzeyi artırılmış, gerekli eğitim ve ekipmanla donatılmış, profesyonel ekipler gelene kadar ilk saatlerde müdahale için imkan ve kabiliyeti güçlenmiş vatandaşlardan oluşan organize gruplar.

Yerinde sığınak: Bulunulan veya yaşanılan mekânda, bazı basit önlemleri alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı nispeten güvenli bir alan oluşturma faaliyeti.

Zarar azaltma: Afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesiyle bunlardan kaçınılması, etkilerinin önlenmesi veya en aza indirilmesi, kayıpların tazmini için alınan tedbirler.

Zarar görebilirlik: Bir tehlikenin gerçekleşmesi halinde, fiziksel, sosyal, ekonomik veya çevresel bakımdan uğranabilecek zarar ve kayıplar karşısındaki hassasiyet.

Zemin etüdü: Yapının bulunduğu zeminin taşıma kapasitesi ve dinamik özelliklerini belirlemek amacıyla gerek yerinde gerek laboratuarda yapılan deneyler.

Zorunlu Deprem Sigortası: 27 Aralık 1999 tarihinde çıkarılan 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun olası bir deprem sonucunda belediye sınırları içinde bulunan konut sahiplerine, uğrayacakları maddi zararları telafi etmek üzere uyguladığı sigorta güvencesi.